Markalama bulanık bir suda yüzmek gibidir;
biraz araştırma,
biraz bilim,
biraz sezgi ve
yaratıcılık gerektirir...
Soru basit: Pusula lazım mı?

About

Başkasının gözünden;

1984 yılında Ankara’da doğdu. Lise eğitimini tamamladıktan sonra hayallerini süsleyen tiyatro eğitimi ve iletişim fakültesi arasında kararsız kalmıştı ki, kendini Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Tasarımı Bölümü’nde öğrenciyken buldu. Bölümünü iyi derece ile bitirmiş olsa bile, o yıllardaki en önemli anılarının arkadaşıyla yaptığı radyo programı ve çok sevdiği Bütünleşik Pazarlama İletişimi dersi olduğunu söyler durur. Üniversite eğitimi sırasında reklamcılık ve marka konularına merak saldı ve eğitimini bu yönde ilerletti. Mezun olduktan sonra İstanbul’da ve Ankara’da reklamcılık sektöründe çalıştı. Askerliğini çok sevdiği İzmir’de Fotoğrafçı Çavuş olarak tamamladıktan sonra, Ankara’da üniversite yıllarından beri hayalini süsleyen reklam ajansını, Fikirbaz’ı kurdu. Yaklaşık on senedir kendi deyimiyle “Harika bir ekiple birlikte” çalışmalarına devam ediyor. Fikirbaz çatısı altında bütünsel bir iletişim şirketi hayali ile, etkili iletişim, ikna, takım ruhu, marka, gibi konularda edindiği bazı bilgi ve deneyimlerini, kendine özgü tarzı ile paylaşıyor, seminerler veriyor. Şirketler için sunumlar hazırlıyor. 2012 yılında evlenen Murat Başalp, bir çocuk babası ve aynı zamanda gıda sektöründe faaliyet gösteren bir şirkette yatırımcı.

Kendi gözümden;

Herkesi sev ve haksızlık yapmamak için çabala... Ne iş yapıyor olursan ol, altında güçlü bir fikir barındırması gerektiğini unutma. Fikirle yat, fikirle kalk. Ürünlerin birbirine bu kadar benzediği bu günlerde, markaları birbirlerinden ayırmak için en güçlü yol kesinlikle güçlü fikirler... Hayallerinden ve hedeflerinden asla vazgeçme. Her şart altında seni ayakta tutabilecek üç şey var: Hayallerin, hedeflerin ve iyi fikirler...

DÜN ZORDU, BUGÜN DE ZOR!

12 yıl önce sektöre başladığımda her şey çok zordu; çünkü herkes yaptığımız işi çok iyi biliyor, biz "reklamcı" olanları sadece bildikleri işi yapabilmek için bir kalem, bir aracı olarak görüyorlardı. Aradan geçen 12 yılda dijitalin gelişmesi ile zorluk bir kat daha arttı. Evet, mesajlarımızı iletmek kolaylaştı; hatta ucuzladı ama bu mesajların iletilme şeklindeki görece kolaylık "Haftada 3 post için fiyat alabilir miyiz?" gibi yeni bir zırvaya yol açtı! Önceden ürünlerin arasında farkların azaldığını, tüketiciyi odağa koymanın gerektiğini, salt reklam ile süreci yönetmenin mümkün olmadığını, bütünsel bir iletişim tabanında, sürecin geliştirilen ürünün daha henüz yapılandırma anından başlaması gerektiğini anlatmaya çalışıyorduk; şimdi ise - daha yukarıda söylediklerimizi bile hazmedemeden - sosyal medya aracılığı ile kitle iletişiminden bireysel ilişkiye geçen süreci yönetmenin sanıldığı gibi "haftada şu kadar post" ile mümkün olmayacağını, herhangi bir kuruma, ajansa devredilerek bütün bir iletişim çalışmasının başarı sağlamayacağını, bu yöntem ile yapılan işlerin grafik tasarım 3. sınıf öğrencisinin portfolyosuna benzeyen şirket profil sayfaları oluşturmaktan ileriye gidemeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz.

Ne olursa olsun iletişimin yöntemi değişiyor ama "kurallar" aynı. Dün kitle iletişimini iyi yönetenler bugün dijital çağdaki hedefleri, ihtiyaçları doğru okuyabiliyorlar. Çünkü temelde mesele yine mesajınızı en net şekilde karşıya aktarabilmek. Değişen ise sadece araçlar. Geleneksel medyanın yok olmasını beklerken gördük ki aslında yok olan bir şey olmadı. Sadece yöntemler, ihtiyaca göre, belirlenmeye başladı.

Ürün yine her zamanki gibi en önemli unsur olarak karşımızda duruyor. Mesajlar yine önemini koruyor. Dağıtım şekilleri dijitale kaysa da, müşterisini anlamayan, onları dinlemeyen markalar yine kazanamıyor ve her marka kendi ayağından asılıyor. Her vakanın - tıpkı yıllar önceki gibi - ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor.

Bugünün ihtiyaçlarını anlayanlara marka konusundaki çıkmazlarını daha kolay aşmaları için birikimlerimi paylaşıyorum. Gurur duyduğum Fikirbaz/IOB'nin sunduğu hizmetlere ek olarak, "Bizim markamızla ilgili hedeflerimiz var." diyorsanız markanıza yoldaş olmak için hazırım. "Marka danışmanlığı" kibirli geldiği için ben ona marka yoldaşlığı diyorum. Neler yapabileceğimizi görüşmek için mail ile irtibat kurabilirsiniz.